Çoğumuz soğuk bir yerde yaşamaktansa sıcak kalmayı tercih ederiz. Peki, daha düşük bir sıcaklıkta yaşamak daha uzun bir yaşama veya daha sağlıklı bir yaşlılığa Peki nedenini söylesek? En azından Almanya’daki Köln Üniversitesi’nde yapılan yeni bir çalışma bunun mümkün olabileceğini gösteriyor.
Bilim adamları, soğuğun genetik etkisini anlamak için Caenorhabditis elegans (C.elegans ) türü solucanlar üzerinde bir çalışma yürüttüler. Baştan söyleyelim; Özellikle C.elegans solucanları, insanlarla birçok genetik benzerliğe sahiptir. Bu nedenle bilim adamları genetik araştırmalar sırasında solucanları sıklıkla kullanırlar. ayrıca soğuk algınlığın uzun yaşam ve daha sağlıklı bir yaşlılık üzerinde etkisi olduğu uzun zamandır bilinmektedir. Ancak bunun nedenleriyle ilgili cevaplanmamış onlarca soru var.
Düşük sıcaklıklar yaşlılarda hastalıklara neden olan kötü proteinlerin birikmesini engeller.
Bu çalışma yapılırken insanlarda ve parçalayıcı protein atıklarında bulunan PA28γ/PSME3 proteazom aktivatörünün C.elegans solucanlarındaki eşdeğeri kullanılmıştır. Sıcaklıkta bir ölçü düşüş, aktivatör çalışması ve zararlı proteinlerin birikiminin engellenmesiyeterli bulunmuştur.
Daha da önemlisi, bilim adamları genetik mühendisliği proteazom aktivitesi ile elde edilebileceğini keşfetti. Yani klimayı ekstra soğutmaya gerek kalmıyor ve elektrik faturasını artırıyor. Çünkü bu konudaki çalışmaların vücut ısısı düşürülmeden sürdürülmesi’ kötü protein‘ birikimini engelleyebilecek tedavilerin olduğu görülmüştür.
Kötü protein nedir?
Kötü protein kelimesi çoğumuz için bir şey ifade etmeyebilir, hızlıca açıklayalım. Daha çok ileri yaşlarda ortaya çıkan Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklar temel olarak bu kötü proteinlerin birikmesi sonucu oluşur. Örneğin Alzheimer Çoğunlukla amiloid beta ve tau proteinlerinin sınır hücrelerinin ortasındaki sinaptik boşluklarda ve beyindeki boşluklarda birikmesi sonucu oluşur. Hastalığa neden olan bu proteinlere genel olarak ‘kötü proteinler’ de denir.
Peki bu araştırma ne yapacak?
Tahmin edebileceğiniz gibi, bu araştırma doğrudan Alzheimer veya Alzheimer gibi hastalıklar için kalıcı bir tedavi ortaya çıkarmayacaktır. Ama ikisi de ‘sağlıklı yaşlanma ‘ ve yaşlanmaya bağlı hastalıkların tedavisi için de değerli bulgular ortaya koyuyor. Bu çalışmadaki bulgular, hastalıkları tedavi etmeyi ve önlemeyi mümkün kılabilir. Elbette yaşa bağlı hastalıkları ortadan kaldırmak, hem hastalıklara harcanan milyarlarca doları kurtarabilir hem de toplumların ortalama refahını artırabilir.
Özetle; Bilimsel bulgular, soğuk bir iklimde yaşamanın sıcak bir iklimde yaşamaya göre ömrü uzattığını ve daha sağlıklı bir yaşlanma süreci ile ilişkili olduğunu kanıtlamaktadır. Dolayısıyla Sibirya’da yaşayan birinin Ekvador’da yaşayan herkesten daha uzun yaşamasını ve daha sağlıklı olmasını bekleyebiliriz. Ancak bilim adamları, bu bulgular üzerine yaptıkları çalışmalarla tüm insanları soğuk iklime taşımak istemiyor, nerede yaşarlarsa yaşasınlar tamamen sağlıklı olmak.amaç edinirler.
