Sağlık

“Hemşirelerin Sorunlarını Hemşireler Dışında Kimse Anlayamaz”

Bilim Sıhhat Haber Ajansı’nın (BSHA) “Birlik Anlatıyor” haber dizisinin ilk bölümünün konuğu Hemşireler ve Tüm Sağlık Çalışanları Birliği (HEP-SEN) İç Anadolu Bölge Lideri ve Ankara Temsilcisi Hemşire Çağdaş Erdem ile yaptığımız röportajın ikinci bölümünde; Sendikalara baraj uygulaması, hemşirelerin yurt dışına göçü, hemşirelerin görev tanımları, gün geçtikçe ellerinden alınan mesleki itibarın nasıl geri kazanılacağı, adalet ve liyakat sorunu, ortaokul sorunları işlendi. hemşireler ve yeni mezun hemşirelere tavsiyeler.

Neden HEPİNİZ-SİZ?

“Hemşireleri hemşireler dışında kimse anlayamaz” diyen Çağdaş Fazilet, hemşirelerin ve sağlık çalışanlarının her zaman yanlarında olduğunu belirterek, ‘Sağlık çalışanları sendika seçiminde neden HEP-SEN’i tercih etsin?’ Sorumuzu şu şekilde yanıtladı: “Çünkü HEP-SEN alanında hemşirelerin kurduğu tek ve ilk dernektir. Üye olsun olmasın sağlık çalışanlarımızın her zaman yanındayız. Karşılaştıkları her türlü mesleki mobbing ve diğer haksızlıklar karşısında sendikamıza üye olmaları gerekmez, bize başvurabilirler. Ancak bu çıkar gözetmeyen bağ sayesinde sağlıkta beceriksizliğin önüne geçilebilir ve niteliksiz yöneticilerle ilgilenilebilir. Haksızlıklara ve haksız uygulamalara tepki göstermezsek bir değişiklik olmaz. Hemşireleri hemşirelerden başka kimse anlayamaz! Seni benden başka kimse anlamayacak!”

ÖHDER’den Bugüne!

Hemşirelik mesleğinde örgütlenmenin değerine dikkat çeken Fazilet, “Hemşire arkadaşlarımız hep üç sendika arasında kalmışlardır. HEP-SEN’in farkı, yöneticilerinin tamamı sahadan hemşireler olmasıdır. Diğerlerinin hiçbirinin yönetim konseylerinde hanımefendiler yok. HEP-SEN’de iki kadın yönetim kurulu üyemiz bulunmaktadır. Yönetim kurulu üyelerimizin tamamı uzman hemşiredir. Doktora yapmaya devam eden hemşire arkadaşlarımız da var. HEP-SEN olarak diğer sendikalardan farklıyız, örgütlü bir güçten geliyoruz. Geçmişte Yapı Taşı Öğrenci Hemşireler Derneği (ÖHDER) idi. Kazanılmış bir örgütlü güce sahip değildir. Bu nedenle hızlı tepki verir, haksızlıkların karşısında dururuz” dedi.

‘Barajları Aşalım’ Ama Neden?

Twitter üzerinden ‘Barajları Aşalım’ etkinlikleri düzenleyen sendikalar, baraj uygulamasını sendikalaşmaya ve tabii ki demokrasiye darbe olarak yorumluyor. HEP-SEN İç Anadolu Bölge Lideri Erdem’e ‘Bu Barajlar Nasıl Yıkılacak? Neden Yok Edilmeli?” o… Erdem cevap verdi: “Yüzde 2 barajı demokrasiye darbedir. İnsanların sendikalaşmasına müdahale edemezsiniz. Yüzde 1 barajını getirdiler, Danıştay iptal etti. Danıştay’ın iptal ettiği bir karar yeniden nasıl yürürlüğe girer? Yüzde 2’den az olan sendikalar ödenek alamayacaklarını söylüyor. Peki sendikalara üye olamayacak meslekler var. Hakimler, savcılar, askerler, polis. Sendika ödeneği üç ayda bir ödeniyor tabii ki yüzde 2’nin üzerindeki sendikalara. Bu birliklerin üyeleri her üç ayda bir 800 lira alıyor. Yüzde 2’nin altına düşen sendikalardan farklı ücret alınıyor. HEP-SEN olarak buna karşıyız. Neden, çünkü daha önce bahsettiğim meslekler sendikaya üye olamıyor ve üye olamadıkları için sendikal hak alamıyorlar. Bir sendikaya üye olmak bir özgürlükse, bir sendikaya üye olmamak da bir özgürlük olmalıdır. Bu mesleklerde çalışanlar sendikalara üye olamadıkları için maddi kayıp yaşıyorlar. Onlar da memur değil mi? Bu büyük bir hata. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) sözleşmelerinde diyor ki ‘Devlet sendika ile üye arasındaki organik bağa müdahale edemez’ Bu ne anlama geliyor… Devlet benim üyemle aramızdaki organik bağa müdahale edemez! Ama ülkemizde ne yapılıyor? Hükümet diyor ki; ‘Sendikaya üye ol ben sana para vereyim’ Burada soruyoruz, parasını devletten ödeyen bir sendika ne kadar muhalefet edebilir? Bunu bu sebeple söylüyorum. Muhalefet sendikal faaliyetin doğasında var, çalışanların özlük haklarını savunabilmek ve rahatlarını sağlayabilmek için muhalif olacağım. Ama ne yazık ki ülkemizde yüzde 2 baraj sistemi demokrasiyi sekteye uğratıyor.”

16 Mayıs’ta Sendika Sayımı var!

Mayıs ayı sendikalar için de değerli çünkü sendika sayımı yapılacak. Çağdaş Fazilet, 16 Mayıs’ta yapılacak sendikal sayımla ilgili olarak, “Türkiye’de memurların sendikalaşma oranlarına göre eşik belirleniyor. Eşik, Mayıs ayında ülkedeki sendikalı çalışanların sayımından sonra belirlenecek. Bazı sendikalar barajı geçtiğimizi söylüyor ama biz bunu henüz bilmiyoruz. Yüzde 2 barajının uygulanması demokrasiye darbedir.”

2 Milyon Potansiyel Oy!

Seçim demişken, siyasi partilerin meclis listelerinden ses çıkaramazdık. “Listede hemşireler de vardı ama arka sırada ne düşünüyorsunuz?” Biz sorduk. HEP-SEN röportajımızın ilk bölümünde Çağdaş Fazilet ‘siyasetsiz birlik’ vurgusu yaptı. Bu elbette değerli bir özellik ama bu, hemşirelik mesleğinin ‘siyasi gücünün’ ‘parlamentoda temsil’ olmadığı anlamına gelmez… Hemşirelerin ilk etapta olamayacağını değerlendirmesini istediğimiz Fazilet. 14 Mayıs’ta yapılacak milletvekilliği seçimlerinde parti listelerinde sorumuzu şöyle yanıtladı: Bine yakın hemşire var. Özel hastanelerle birlikte 600 bine yaklaşan bir rakamdan söz edebiliriz. Bu 600 bin hemşireyi 3 ile çarparsanız 1.8 milyon oluyor. Bu da 2 milyon oyluk bir potansiyel anlamına geliyor. Mecliste temsil konusunda da heyecanlandık ama yine maalesef…”

Orta Öğretim Hemşireleri Mağdur Edildi!

BSHA olarak ortaokul hemşirelerinin mağduriyetlerini sorduğumuz HEP-SEN İç Anadolu Bölge Lideri Fazilet, “Evet maalesef bu arkadaşlar mezun oluyor ama onlar da mağdur oluyor. Hemşirelik mesleği lisans düzeyinde dört yıllık bir meslektir. Bu telaffuz ‘ortaokul hemşirelerini yok sayıyoruz’ anlamına gelmez. Bu arkadaşların mağduriyetlerinin giderilmesi devletin sorumluluğunda olup, bizim mevcut sistemdeki işçi eksikliğimiz söz konusudur. Bu hemşireler farklı durumlarda istihdam edilmelidir. Devletin burada bir adım atması gerekiyor. Bu insanları yok sayamazsınız, özel liseler açıldı, bu kişiler çok çalıştı, para harcadı, umut etti… Hemşirelik dünyanın her yerinde profesyonel bir meslektir ve bu yadsınamaz bir gerçektir. Ancak yaratılan mağduriyetler mutlaka giderilmelidir. HEP-SEN olarak kapımız tüm hemşire arkadaşlarımıza açık ama dediğim gibi ortaokul mezunu hemşirelerin mağduriyetleri mutlaka devlet tarafından giderilmelidir! Lisans mezunu ve bir alanda uzmanlaşmış hemşirelerimizin bile mağdur edildiği bir sistemin içindeyiz. Uzman hemşire istihdamında da sıkıntı var. Şubeleşemezler, maddi olarak fayda sağlamazlar. Mezun olmuş memur muamelesi görüyorlar. Ne yazık ki hemşirelik konusunda uzmanlaşmış bireyler de mağdur oluyor.”

Hemşireler Neden Göç Ediyor?

Türk Hemşireler Derneği tarafından gerçekleştirilen ‘Hemşire Göç Eğilimi’ Araştırması kapsamında. Erdem’e hemşire göçünü sorduk, bakın genç bir hemşire olarak ne dedi: “Şu anda kendi kliniğimde 4 hemşire çıkmak üzere. Doktorlar gibi hemşireler de yurt dışında çıkış arıyor. Ancak bunu mali ve ekonomik sorunların yanı sıra sağlıkta mobbing ve şiddetin Türkiye’de büyük bir sorun olmasına bağlıyorum. Bilimsel araştırmalar, sağlık çalışanlarının %85’inin mobbinge maruz kaldığına ve bu %85’in %15’inin intihara meyilli olduğuna işaret ediyor. Ekonomik kriz, maddi koşullar, adalet ve liyakat eksikliğinin yanı sıra sağlıkta şiddet hemşire göçünün en büyük nedenlerinden biridir. Can güvenliğim sağlanmıyorsa nasıl sağlık hizmeti verebilirim? AVM’lere bile röntgen cihazlarıyla giriyoruz ama hastanelere kolumuzu sallayarak giriyoruz. Bıçak ve tabancayla geliyorlar.”

Yeni Mezun Hemşirelere Tavsiyeler!

HEP-SEN’in genç yönetmeni Hemşire Çağdaş Fazilet, annesinin de hemşire olduğunu söylüyor. İşte böyle bir anda eski zaman ile yeni zamanı kıyaslıyoruz… “Hemşirelik mesleği kutsal bir meslektir. Toplumumuzda ‘Hemşire ol rahat atanırsın’ gibi bir algı var. Hemşirelik çok zor bir meslek. HEP-SEN olarak hemşirelik lisans bölümlerinden mezun olmuş ve atanmak üzere olan meslektaşlarımıza görev yetkileri hakkında bilgi vermekteyiz. Görev ve yetki dağılımı yapıyoruz. Yeni mezun hemşirelerimiz görev, yetki ve sorumluluklarını ad ve soyadları gibi bilmelidirler. Görevini, yetki ve sorumluluklarını bilmiyorsan bir de dikiş atıp, uç koyacaksın…”

Dikiş Kimin Görevi?

Sosyal medya olaylarında sık sık okuduğumuz bir cümle: “Dikiş atmak hemşirenin işi değil” Yetkili kişiye sorduk: “Dikiş atmak kimin işi?” Çağdaş Fazilet cevap verdi: “Dikiş atacak doktor! Hemşirelerin görev tanımında dikiş atma yoktur. Konsültasyon yaptırmak da hekimin görevidir. İlaç getirme işi yapmak bizim görevimiz değil. Bu öğeler çoğaltılabilir. Bu işleri yapan arkadaşlarımız var. Görev olarak gördükleri için ya da bilmedikleri için yapanlar var. Yeni mezun hemşirelerimiz vasıfsız yöneticiler tarafından baskı altına alınıyor, siz de dikiş atacaksınız, siz de danışacaksınız. Yeni mezun hemşire tecrübesiz olduğu için yapıyor. Bu tür baskıları HEP-SEN’e bildirirlerse biz de yanlarında oluruz. Üye olup olmaması bağlayıcı değildir. Görev ve yetkilerinin dışına çıkmamalıdırlar. Üstleri talimat verseler de yapmamalıdırlar. Çünkü imtiyaz, ahşabı doğurur. Yıllarca bu düzen böyle gitti. Artık bu sistemi değiştirmenin zamanı geldi” dedi. (BSHA-Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu